a la recherche du temps perdu.
sayfalar boyu süren cümlelere çıkan ilk cümle kısacık.
"uzun zaman, geceleri erken yattım."
hayatımın geri kalan yarısını, bu lacivert sert kapağın altındaki sarıya çalan, ipince kağıtların üzerinde, sanki bir sırmış gibi usulca ve küçücük harflerle yazılmış kelimelerin akıntısında ve ses dalgalarının yer yer hipnotize edici olduğu bu eserde arıyorum. geri kalandan kastım asla önümde uzandığını sandığım "geri kalanı" değil. gerimde bıraktığım, nedenini ne benim ne de bir başkasının asla bilemeyeceği ve asla da kestiremeyeceği sebeplerden dolayı, benim olan, fakat hiç yaşanmamış, öylece birer donuk an olarak bırakılmış, renksiz, kokusuz, tatsız, adeta boş birer parşömen kağıdı ya da boş birer tuval misali gerimde birikmiş, birikmekten öte düzensiz bir biçimde yığılmış olarak, hayatımın geri kalanı. eşyanın o derin esrarında saklı olan zamanın, diğer deyişle eşyanın sırtına işlenmiş ve onunla var olan ve eşyanın ışığında, ışığın hızında, eşyanın kütlesinde ve duyguların gerçeğinde gizli olan zamanın, gözlerimiz, ellerimiz, burnumuz, yüreğimiz ve elbet beynimiz vasıtasıyla işlenip işlenip hayatımız haline getirilişinin tanıklığı ve işte bazen tanıklığımızın kayıtsızlığı. çay bardağının üzerinden akıl almaz bir sakinlikle havaya karışan su buharı misali, bir kısmı bardağın çeperlerinde yeniden suya dönüşürken, diğer bir kısmı her ne kadar gerçek olmasa da gerçekmişçesine yok olur. hayatımızın bir kısmı da tıpkı o su buharı misali ikiye ayrılır. bir kısmı tekrar su buharına dönüp damla damla arınırken diğer bir kısmı gerçekmişçesine yok olur. o yok olan kısım, devasa atmosfere karışıp, diğer su buharı moleküllerini bulmaya doğru yola çıkar. ne kadar süreceği belli olmayan bir zaman diliminde ne su, ne su buharı ne de herhangi bir şey olarak gezintisine devam eder. ta ki, günün birinde bir yerlerde bir buluta sarılıp o bulutla rüzgarlara dalıp, kararıp gürleyip yeryüzüne tekrar damlayana dek. işte hayatımın o geri kalan kısmı da böyledir. bu kitabın arasındadır. yazılmamış boş parşömen kağıtlar ve beyaz tuvaller misali. kısacık bir cümleyle yeniden başlar...
"uzun zaman, geceleri erken yattım."