12 Temmuz 2013

high side



lütfen okumaya başlamadan önce yukarıdaki linke tıklayarak şarkıyı dinlemeye başlayınız. yolda olduğunuzu unutmayınız. müessesemiz şimdiden teşekkür eder, hayırlı yolculuklar diler. çaylar müessesemizin ikramıdır.

move it o over to the high side diyor adam iç geçiren bir sesle. ritme kendini kaptıran her insan gibi hafifçe sallanıyorum. bu sallanış ya da salınım beni etrafımdaki diğer tüm salınan şeylerle bir dengeye oturtuyor. asıl deli olanlar müziği duymayanlardır şahenk bunu biliyorsun. hala aynı kaya parçasının üzerinde uzay yolculuğuma devam ediyorum. yıldız yılı 201324 ve ben çok daha öteden bir sesle günlerimi geçiriyorum. zamyatin akşamları bana az ışıklı bir parkta tek devletli bir dünyada yaşadığımız o garip dünyayı anlatıyor. pembe biletler, integral, devrim, entropi. hepsi zihnimin o darmadağınık köşelerine saçılıyor. hayatın çok kontrolsüz biçimde her yanından geçişi esnasında, boynumun hemen alt tarafında iradeye vurgu yapan iki adet X'e bakıyorum. daha ağır kilolarla egzersizime devam ediyorum. kimseden alınacak bir intikamın olmadığını biliyorum. insan kendisine merhamet etmeli şahenk efendi. bu ve buna benzer şarkılarda, o blues - rock arası geçişlerde neden bilmiyorum ama garip bir merhamet buluveriyorum. sanırım bu bana Dylan ve Baez'den kalma bir miras. harflerimi otomatik büyüten bu yazı araçlarına gıcık olduğum için tamamen daktiloya geçtiğim bir rivayet değildir. şahenk bütün bu detayları hepinizden daha iyi bilir. bazı kadınlar dokunsan kırılacak gibi narin ve nazikler. sanki buzdan inşa edilmiş gibiler. o kadınlara karşı içimde ansızın kabaran merhamet tıpkı bu ritimlerin arasında bir aura gibi gezinen merhametle çok paralel. burada mütevazi kelimesi gündemimize alınmalı. ama hızla geçiyorum bu konuyu. çünkü dağınıklık her zaman en güzelidir şahenk. beni en çok uzayda yaşadığının farkında olmaman üzüyor ey insanoğlu.