1 Ocak 2013
samsara
kafasındaki ses "bütün yalnızlık" deyip susuyor. yalnızlığın bir bütün olduğuna bu yüzden inanıyor. şahenk hala yalnızlığın bireysel ve kişisel bir şey olduğunda iddialı. halbuki yalnızlık koca bir kıta gibi. bir ucundan başka bir karaya bağlanıyor ve başka bir karaya ve başka bir karaya. böylece devasa bir kütleye dönüşüyor. bu dört duvarın arasına, kendini kapatıp bütün seslerden ve kelimelerden kendini kurtardığında esrik bir şekilde anlıyor ki, anlamanın bir anlamı yok. dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek çoğu kişiyi bezdirir. o ise bunu bir sağlama gibi düşünüyor. farklı gidiş yolları deniyor. ve sürekli aynı sonuçlara ulaşıyor. yaklaşık aynı sonuçlara ulaştığında sonuçlarını gözden geçiriyor. bu esnada şahenk pis pis sırıtıyor. garip bir mücadele hali. oysa uzlaşmayı seviyor. insanlar onu anladıklarını sansınlar istiyor. o da onları anladığını sansın. çünkü anlamak bir sanrıdan öteye geçemez. olsun, samsaranın lal rengi odunsu bir parfüm gibi zihnimize yayılmasını ve her köşesini ele geçirmesini yadırgamıyor. ezberler bozulunca yeni ezberler üretilmiştir, bunu biliyor. dert etmiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder