16 Haziran 2008

milli maç

16 Haziran 2008, Pazartesi
saat: 04:05


maçtan sonra ankara trafiğine çıkmak zorunda kaldım.

bir alt geçitte en öndeki iki araba durdu
yolu tamemen kapattı
ve içindekiler inip halay çekmeye başladı
benim maçla hiçbir ilgim yoktu
maçın sonucu da bende güzel bir filmin sonu kadar etki yapmıştı
o an için sevindim
sonra arabama binip olan biteni unuttum
diğerleri unutmamıştı
hatta çılgına dönmüşlerdi
arabaların camlarından sunrooflarından ve hatta bagajlarından insanlar taşıyordu.
topluca sevindikleri için trafikta hiçbir kural tanımayarak gezebiliyorlardı
birçoğu elinde silah patır patır şehrin ortasında şarjör boşaltıyordu.
nereden geliyordu bu cesaret
topluluk olmaktan
çoğunluk olmaktan
çoğunluk hukuku ezebilirdi
hele de mutluysa
kimse ses çıkaramazdı
kimse ona sen ne yapıyorsun diyemezdi

milli takım maç kazanmıştı
ülkenin başarı kazanan bir dış politikası
iç politikası ekonomisi eğitim sistemi olmayınca
en önemli şey futbol takımı oluyordu belki de?
kim bilir...

bütün bu anlattıklarımı tekrar düşünelim
çoğunluk coşmuşsa
mutluysa mutluluktan uçuyorsa ve çoğunluksa
kurallara kanunlara uymayabilir
kural ve kanunları ihlal edebilir
silah sıkıp arabasıyla hız yapabilir
arabanın her tarafından sarkabailir
trafiği tıkayıp halay çekebilir
eğer ÇOĞUNLUKSA

bunlar size birşeyleri anımsatmadı mı
hani şu demokrasi havarilerimizi
%47 oy aldık
anayasa mahkemesi de kim oluyor
herkes halka ran olacak diyenleri

neden?
çünkü biz çoğunluğuz
sevinçliyiz
hukuk da neymiş
herşeyi yıkabiliriz
bizim gibi düşünmeyenler
maça sevinmeyenler
bizden değiller
maça sevinmek öyle birkaç dakikalık coşkunlukla olmaz
bütün gece azıp dağıtmak hatta olmazsa birkaç kişiyi KAZA KURŞUNLARIYLA(!) öldürmek gerekir.
böylece ne kadar sevindiğimiz anlaşılabilir.

biz çoğunluğuz
azınlığı dinlemeye gerek yok
hukuka uymaya onu dinlemeye de gerek yok

işte siyaset sosyoloji ilişkisi böyle bir şey olsa gerek.

Hiç yorum yok: