sevgili onur,
bloguna yazıların altına yorum linki eklememişsin, despot adam:)
şu son yazı hakkında bişeyler yazayım dedim. peki bunu bilmemiz biz de neye yol açıyor?
ironi süreklilik içinde anlamını buluyor galiba,kürenin çeperinden bakan adam diyorsun ya,bakmak meselesi yani, an be an değil, sürekli bakmak..
arkadaşlarımız,üstatlarımız ölmüşler. biz de kendimizden öyle bir sürpriz mi bekliyoruz?hayatın cilvesi,ne olur ne olmaz..
-vay be diyecez belki o zaman.
-bak bildin işte
-ben öyle olduğunu sanmıyorum. durduralım akıllarımızı.
-boşluğa atalım,cesur olalım biraz, ateş kutsaldır,yakalım kendimizi.
-ve hayat ünlü veya ünsüz, bir şekilde boy verecek yine.hayatımıza bakalım yani.
bence ironi kavramını anlamaya çalışarak bize dayatılan bir konseptten bakmaya çalışıyoruz, bizim amcamızı okurken ölümüne bile gülümsememiz neyin ifadesidir?saçma şeyler,ironi dediğimiz şey buna tekabül ediyor mu bilmiyorum, sikmişim ironiyi adam güzel,saçma, derin, komik işte, ne bileyim işte öyle bi şey anlatamadığım..
-bizim özer, ahmet inamın felsefe dersinde vermiş olduğu 'ironi' ödevinde Nasrettin Hoca'yı konuşturmuştu.ödevin ingilizce hazırlanması zorunlu ve dostumun ingilizcesi kötü olduğu için bir diyalog hazırlamıştı, kendisi nasrettin hocayla ingilizce, hoca da onunla türkçe konuşuyordu..konusu da ödevi felsefe hocasına niye hazırladığını anlatmak,ingilizce ve türkçe konuşmak üzerineydi.. baya komik ve hoş olmuştu, ironikti..kendisi gibi..dersi de geçti hem.
-yani bizim eylemlerimiz bunu belirleyen şey.o yazı ironik,dostum da öyle. ve ironi mi artık neyse o, sezgilerimiz de olabilir,bizi eyleme çağırıyor.ironisi ölümünde gizlidir yaşayanın diyelim senin dediğin gibi, bu bir eyleme ve hayata davet çağrısıdır!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder