17 Aralık 2008

şükretmek

kalabalıktan biri gerilerden avazı çıktığı kadar bağırdı
"ya ermiş bize şükretmeyi anlat"

kalabalık sustu. ermişin gözlerine ve kapalı ağzına bakıyorlardı.
ermişse gökte yükseklerde süzülen uçurtmaya bakıyordu.
uçurtmanın ipini tutan çocuğun heyecanını hissetti birden, kalbi daha hızlı çarpmaya başladı. yükseklerdeki uçurtma, rüzgar, çölün kumu, ve dalgalanan deniz. hepsine birden bakıyor, hepsini birden içine sığdırmaya çalışıyordu. dünyadan alabileceklerini alıyordu, daha fazlasını alamayacağını biliyordu.

gözlerini kalabalığa indirdi uçurtmanın yüksekliğinden ve dudaklarını hafifçe araladı.

"şükretmek" dedi
"sizler şükretmeyi karmaşık hale getirirsiniz, halbuki şükretmek hayatın ta kendisidir. avuçlarınızı açıp öylece şükrettiğiniz vakit şükrün asıl varlığı olan şifayla karşılaşırsınız açık avuçlarınıza şifa doluverir. iki avuç şifa. daha fazlasını isteseniz de alamazsınız. zaten hayat budur işte. iki avuçtur. daha fazlası değil."

sonra sustu uçurtmayı aradı bir süre gözleri,
bulamayınca tekrar devam etti bu kez daha heyecansız çıktı sesi.

"şükretmek kişinin kendisiyle yüzleşmesidir de bir yandan. sorumluluklarını almasıdır. bu dünyaya inmesidir. bu illa neden-sonuç ilişkisi olmak zorunda değil. bunu sizlere nasıl anlatabilirim tam olarak kestiremiyorum, fakat kişi kendisiyle yüzleştiği vakit içinde derin bir şükür isteği de belirir. bunu da işte sorumluluğunun farkına varmak olarak isimlendiriyorum. eğer denize ulaştığı yerde bi nehir görmüşseniz bunu anlamanız belki bir nebze daha kolay olur. yada olmaz bilemiyorum. avuçlarınıza baktığınızda o ufacık avuçlarınıza su doldurup kana kana içişinizi, bir avuç tohumu tarlaya serpişinizi ve bir annenin bebeğine süt verişindeki o sonsuz bereketi düşünün. işte benim için dünyanın sınırları buralarda çizilir. bu dünyadan ne alacaksanız iki avuç alacaksınız. bütün koparabileceğiniz o kadardır. bazınız iki avuç elmas bazınız iki avuç su bazınız iki avuç ışık alacaktır belki. ve bazınız da mutlaka iki boş avuçla dönecektir. hangisinin makbul olduğunu bana sorarsanız ben size yalnızca şunu söyleyebilirim. benim gözümde hepsi birdir. hepsi hepsi iki avuç"

Hiç yorum yok: