ilk kez bu akşam üşüdüm. denizin kokusu da serindi bu akşam. garip bir sessizliğin içinden günbatımını izledim. içimde bir ezgi, o çok tanıdık içsesim tarafından enstrumanlar eşliğinde mırıldandı. ben mırıldanmadım. sustum. hayat kısaydı.
sağanakla başladı gün. eylül geldim dedi. parmaklıkların ardına geçip yağmuru izledim. binlerce şey geldi aklıma desem değil. tek bir kahkaha sesi geldi. onu dinledim. hava serinleyiverdi. sabahın hantal hali yerini eylüle bıraktı. eylül böylelikle geliverdi. yazı bitiriverdi. düşünsem saçmalayacaktım. sezmeyi denedim. sezdim. gözlerimi açtığımda akşam olmuştu. içimin sersefil halini ağzımdaki yaralar eleverdi. içim yara oluyordu. eylül geliveriyordu. tuz serindi. ben ben değildim. foça bana neler yapmıştı. ölçtüm biçtim. tarttım. çarptım. üzerinden azıcık aldım. paçalarını kısalttım. hayat daha düzgün durdu. daha düzgün. kesin denizdendir dedim. zaten aşka kabahat bulamayınca denize atıyor suçu insan. işte denizin güzelliği. sessizce açıyor kucağını, bütün hatanı, günahını kucaklayıveriyor. bir akşam vakti. üzerinde kızıl ışıkları izlemene de izin veriyor bir yandan. öyle samimi. öyle kendinden emin. "ay nerde dursa oradaydık." bütün bir yaz böyle geçti. ah kalbim bir gitti bir geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder