24 Eylül 2011
insan koşar.
insan koşar. koşarken hani böyle dört nala koşarken... tahayyül
edebileceğin en sert ve oturaklı cisimden daha sert ve oturaklı bir
biçimde tam da yolun üzerinde koşu istikametinde yalnızlığımız
duruverir. böyle heybetli yani. insan çarpıverir ona. kazara değil,
yapabileceği başka şey yoktur. sadece çarpabilir ve çarpıverir. işte o
zaman, o darmadağın olan şey her neyse insan orada varoluşuna dair bir
esrarı kavrar ve içindeki paramparça insancıklarda insana dair devasa
bir hisse kapılır. yalnızlık sersefil bir halmiş gibi anlatılır bazen,
tıpkı aydınlanmanın fazla kutsanmışlığı gibi. her ikisi de abartılıdır.
her ikisi de her tür rengi barındırır, yalnızlıklık nasıl binlerce
insancıksa, aydınlanma da dipsiz bir karanlıktır. insan koşar. ve
yalnızlığına çarpar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder