uzun zamandir kafamda donen bir carpma cumlesi var. 'buyuk bir hizla
duvara carpisim sizlerin gozleri onunde gerceklesti.' ya da 'buyuk bir
hizla duvara carptim.' ya da 'duvara carpisim o denli hizli oldu ki.'
bu sabah, cok rutin bir sabahta insanin duvara degil buyuk bir hizla
kendine carptigini idrak ettim. hayat uzun sahenk. o havasiz pasajda
karsilastigim yasli sahafin dedigi gibi kisa filan da degil. insanin
kendine carpmaya baya vakti ve sansi oluyor. bizler bu gezegen uzerinde
hayatta kalmaya calisan diger tum hayvanlar gibi buyuk bir mucadele
veriyoruz. ve ilkokulda lacivert sert kapakli, yuce devletimizin o donem
bize ucretsiz verdigi 'hayat bilgisi' kitabi aslinda butun olayin
ozetiymis. yani hayatin bir bilgisi var sahenk. ve bu bilgi lacivert
sert kapakli bir kitapta yaziyor ve bu kitabi yuce devletimiz bize erken
denebilecek yaslarda, ucretsiz dagitiyor. duvara hizla carptigini
saniyorsun fakat sonra donup bakinca burada kendinden baska ne bir duvar
ne de bir bosluk var. buyuk bir ivmelenmeyle hayatin icinde suzulen bir
sen varsin ve zaman zaman yine 'bir sen' o buyuk ivmeyle suzulen senin
onune cikiyor. hayat uzun yani. carpismalar, zerrelerinin dort bir yana
savrulmasi, sonra buyuk bir kutle cekimle tekrar biraraya gelmeleri ve
ivmelenerek hizlanmaya devam etmeleri. sonra bir carpisma daha. hayatin
surekli degisen, buyuk ve belki kutsal bile sanilabilecek bir bilgisi
var. lacivert sert kapakli bir kitapta yaziyor ve yuce devletimiz bize
bunu erken yaslarimizda bedava dagitiyor. duvara carptigimda kafam baska
bir seylerle mesguldu ama carpma anini cok net hatirliyorum. nasil ki,
oyunlarda bolum sonu canavarlari vardir, hayatta da surekli sonraki
asamaya gecebilmen icin karsinda duran azametli bir sen varsin. buyuk
bir ivmeyle gidip kendine carpip, zerrelerine dagilip, yeni bir biraraya
gelisle toparlanip yola devam ediyorsun. peki biz kim miyiz? bu soruyu
soranlarin zerreciklerin dunyasi hakkinda en ufak bir fikri yok degil mi
sahenk?
- haklisiniz lordum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder