1 Aralık 2007

BİR ANARŞİSTİN GÜNCESİ 3

02 Nisan 2005, Cumartesi
saat: 02:07


BİR ANARŞİSTİN GÜNCESİ 3


çok zamandır bunu yazmak istiyorum

bir türlü nasıl hangi kelimelerle ve ne zaman yazmam gerektiğinin kararını verememiştim

galiba "şimdi" yazmalıyım

içinde yaşadığım topluma baktığımda ürküntüyle doluyor yüreğim
insanın ahlakından şerefinden haysiyetinden ve vicdanından bu kadar uzak olduğu başka devirler de yaşanmıştır elbet yeryüzünde...
nereye baksanız insan haysiyetinin doğuştan geldiğini söyleyen insan hakları savunucuları

bu hak savunucular
guantanamoda ırakta afrikada ve dünyanın dört bir yanında durmadan insanlara tecavüz eden insanlar...batılılar...
neden böyle bir çelişki var peki ortada?
bir yandan insan hakkı deyip bir yandan bunları sürekli ihlal etmek...
çünkü batılılar robinson crusoe ve cuma örneğinde işlendiği gibi batılılar dışındakileri insan olarak görmezler
yani batı dışındaki yerlerde insan olmadığı için insan hakkı da yoktur

onlar sömürülmesi gereken köle milletlerdir
teknoloji üretemezler
bilim üretemezler
asil bir kan taşımazlar

batılılar böyle düşünür işte
o yüzden de tanımları hep kuzey-güney
gelişmemiş ülkeler
geri kalmış ülkeler
gelişmeye açık toplumlar vb gibidir
bu kavramları o halkların beynine kazırlar ve o halklar da gerçekten böyle olduğuna inanır

mesela ben 24 yıldır "gelişmekte olan" bir ülkenin vatandaşıyım
babam da 50 yıldır aynı "gelişmekte olan" ülkenin vatandaşı
fakat bu ülke bir türlü gelişmişler arasına giremiyor
neden acaba
gelişmekte olmak amaç mıydı yoksa
yani gelişmek değil de gelişmekte olmak mıydı bizim amacımız
e biz gelişirsek bu adamlar kime silah satar kime kredi verir kimin kaynaklarını yok pahasına kullanır
biz gelişmeye devam etmeliyiz öyleyse

bu gelişmeye devam etme süreci yani bir sonuca varamayan , sürecin kendisinin amaçlaştığı durum öyle ucube bir yapı çıkardı ki ortaya "uygar" batılıların diliyle ifade edersek tam bir kitch le karşı karşıyayız

bir yandan hızla batının "ahlaksızlık ahlakını" edinirken bir yandan bilgisiz fikirler ve hamaset dolu beyinler ediniyoruz

batı daha iyi durumda değil kuşkusuz
fakat onların bu ahlaksızlıktan bu beyinsizlikten karınları doyuyor evleri ısınıyor
ya bizler
hem beyinsizleşiyoruz hem de aç kalıyoruz
yani iki kere soyuluyoruz
hem binlerce yıllık kültürümüzden ahlakımızdan benliğimizden soyuyorlar bizi
hem de donumuzu atletimizi bir dilim sıcak ekmeğimizi bir bardak çayımızı alıyorlar elimizden

peki şimdi biz kimiz
biz neyiz
üstümüzde don
beynimizde fikir yokken
altımızda son model arabalar
elimizde kameralı telefonlar
dilimizde batının bölücü ve kendini beğenmiş jargonu

artık biz birer post modern ucubeyiz
artık bizler birer hayal ötesi varlığız

artık bizler televizyon başında
ağzından salyalar akıtarak bir avuç gerizekalıyı izlemeye o geri zekalılara benzemeye ve o gerizekalılardan öğütler almaya can atıyoruz

işte bu ucubeliktir
bu poptur
bu post modernizmdir
bu ahlakın etiğin insanın haysiyetinin bittiği noktadır

geldiğimiz yerin ötesi yoktur
geldiğimiz yer zaten beteri beteridir
sömürüdür liberalizmdir kapitalizmdir terörün ta kendisidir

yoksa terör üzerine bomba bağlayan insanların yaptıkları değildir
terör dünyayı böyle bir ucubeliğe sürükleyen batının ta kendisidir

batı asla bir medeniyet değildir
medeni insanlar öteki kavramıyla yaşamazlar
batının üzerine inşa edildiği değer ise öteki kavramıdır

şimdi donanmak zamanıdır
şimdi ayağa kalkmak zamanıdır
şimdi prof.fuat sezgin gibi "insan"ların zamanıdır

güneş doğudaki ufuktan tekrar yavaş yavaş ve o güzel nazıyla doğacaktır...

Hiç yorum yok: