19 Ağustos 2011

camille paglia

batı cinselliğinin ve sanatının Apollonyen şeyleri, kapitalizmde ekonomik doruğuna ulaştı. son onbeş yılda edebiyatta marksist yaklaşımlara rağbet gitgide arttı. sanki, sanatın toplumsal içeriğinin bilincinde olmak otomatikman sol eğilimli olmayı gerektiriyor. oysa hem avangard, hem de kapitalist bir kuram olasıdır. marksizm, rousseaunun ondokuzuncu yüzyıl akrabalarından biriydi ve insanın kusursuzlaştırılabileceği inancıyla harekete geçmişti. marksizmin inancına göre tarihin birincil dinamiğinin ekonomik güçler olması, kılık değiştirmiş romantik doğacılıktır. şöyle ki; marksizm, insan yaşamının maddi bağlamında kabaran bir dalga hareketini belirler, ama aynı bağlamdaki sapkın demonizmi yadsımaya çalışır. marksizm, kitonyen anaların gücüne karşı oluşmuş endişe-biçimlerinin (anxiety-formation) en siliğidir. modern tarih bilimi üzerindeki etkisi aşırı olmuştur. tarihteki "büyük adam" kuramı iddia edildiği kadar basit değildi; bu kuramın şeytani bir biçimde kanıtlandığı bir dünya savaşından sonra ancak toparlanabildik. tek bir adam tarihin seyrini değiştirebilir, iyiye ya da kötüye doğru. marksizm kişinin büyüsünden ve hiyerarşinin gizeminden bir kaçıştır. temeli, kişinin karizmatik gücüne dayanan batı kültürü kimliğini tahrif eder. marksizm, ancak homojen nufusa sahip endüstri-öncesi toplumlarda işleyebilir. yaşam standardını yükselttiğiniz anda bireyciliğin rengarenk başkaldırısı patlak verecektir. marksizmin korktuğu ve sansürlediği kişilik ve sanat, kendilerini baskı altına alan her güce karşı teper.

.....

kapitalist dağıtım ağı; fabrika. nakliye, toptan ve parekande satış yerinden oluşan bu karmaşık zincir, kültür tarihinin en büyük erkek başarılarından biridir. o, yıldırım hızıyla hareket eden Apollonyen bir erkek dostluğu ağıdır. feminizmin en rahatsız edici reflekslerinden biri, hiçbir iyi nitelikle asla ilişkilendirilmeyen o moda olmuş "ataerkil toplum" küçümsemesidir. oysa, beni bir kadın olarak özgürleştiren ataerkil toplumdur. bana bu masada oturup bu kitabı yazmam için gereken boş vakti sağlayan kapitalizmdir. artık erkeklerle ilgili darkafalılığımızı bir kenara bırakalım ve onların saplantıları sayesinde kültüre yağdırılan hazineleri kabullenelim.

kaldırımlardan, su tesisatından, çamaşır makinelerine, gözlükten, antibiyotiklere ve bebek bezine kadar erkek başarılarının kapsamlı bir dökümü yapılabilir. kar altında kalmış kentlere yığılan taze, sağlıklı et ve sütten, sebzelerden ve tropik meyvalardan faydalanırız. george washington köprüsünden veya amerikanın büyük köprülerinin herhangi birinden geçerken şunu düşünürüm; bunu erkekler yaptı. inşaat, en üst düzeyde erkek şiiridir. dev bir kamyona yüklenmiş muazzam bir vinç gördüğüm zaman dinsel bir geçit seyreder gibi huşu ve saygıyla bir an dururum. o ne kavramsallaştırma gücü, o ne heybet; bu vinçler, bizi, anıtsal mimarinin ilk kez düşlendiği ve gerçekleştirildiği eski mısıra bağlar. uygarlık, kadınların ellerine bırakılmış olsaydı hala ottan kulubelerde yaşıyor olurduk. başına inşaat bareti geçiren bir kadın, yalnızca, erkeklerin icat ettiği bir kavramsal dizgeye adım atmaktadır. kapitalizm, bir sanat biçimidir, doğaya rakip Apollonyen bir imalattır. feministlerin ve entellektüellerin, kapitalizmi horlarken bir yandan da onun nimetlerinden faydalanmaları ikiyüzülülüktür. thoreau'nun walden'ı bile yalnızca iki yıllık bir deneyimdi. sezara hakkını verin.

...

camille paglia / cinsellik ve şiddet / iyi şeyler / 1997 sf. 94 - 96

Hiç yorum yok: