* yol vardır /
yol varıştır /
yol yoktur /
yol yokuştur /
yol oluştur /
yol yok o l u ş t u r *
21 Şubat 2013
she is my oblivion
şarkı tatlılıkla başlıyor. bu itoğluitler neler yaşadığımızı nereden biliyorlar diye iç geçiriyorum. gitarın rahat ritmi içimdekine nasılda tezat. she is my oblivion diyor. she smiles bilmem ne der gibi diyor ama. yine de tercihler değil önemli olan. önemli olan gerçekler. o bu cümleyi tekrar ettikçe, içimdeki gerçekle barışma ve gerçeğe teslim olma isteği azalıyor. şibumideki sadelik diyor. ah o sadelik. bir cümle daha var. bütün gün içimden tekrar ediyorum. ölülere bile kırk gün veriyorlarmış. yolun çok başındayım. bir ayda kendine gelirsin diyor. dedikçe diyor. o sabah. kızılayın gri ve puslu sabahlarından birinde. gittim yukarıdan bakan bir yerde sabahın erken saatinde sarhoş olmaya kalkıştım. ve orada "unutulan"ı okudum. bir de mektup yazdım. çatı katında, o eski fotografların arasında, eski bir topuklu ayakkabıyla birlikte unutulan bir eski sevgili. unutulmaktan ölmüş bir sevgili. unutulmaktan, ilgisizlikten ölmüş ve öylece kalakalmış bir sevgiliyi okudum. sarhoş olmaya kalkıştım. sabah ellerimi tuttu. bana gülümsedi. sarıldığımda yüreğim yernden çıkmaya can atıyordu. şarkı hala çalıyordu. she is my oblivion diyordu. nasıl da denk düşüyordu bütün kelimeler. içim çıtır çıtır kırılan eski bir odun parçası gibiydi. her gün suyu biraz daha çekilip biraz daha çatırdıyordu. biraz daha kırılıyordu. cümleyi içimden tekrar ediyordum. o da hatırlıyor olmalı. bütün bu garip sıcaklıktaki anıların hepsini. öyle söylemek zorunda bırakmışsındır onu. o napsındırki yani. sen zorunda bırakmışsındır. sen öylesindir zaten. o da öyle düşünmüyordur yani. anlıyor musun. bu fikirle yaşanmaz. için çıtır çıtır kırılır. kırılsındır da. hayat bazen yanlıştır. bazen doğrudur. çoğu zamansa çok geçtir. ışığı çok hızlı zannettiğimizde geç kaldığımızı daha önc anlatmıştım sana şahenk. o bakış yine gecikti. bakmaya geç kaldım. o benim ilgisizliğim diyor şarkıda şahenk. nereden biliyor bu itoğluitler neler yaşadığımızı. içimde bir cümle garip bir fon müziğine dönüşüyor. bütün anıları tek tek saniye saniye tekrar yaşarken o cümle garip bir ritmle dönmeye devam ediyor. geç kaldığıma inanasım geldikçe aklıma çocukluğum geliyor. hala nefes alıyorsak geç değildir deyişim geliyor. anılar sirk atları gibi tıngır mıngır dönerken hadi diyorum at kışı üzerinden, güzel kokan gömlekler giy ve hayata güven.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder