7 Şubat 2008

güç üzerine

İnsan ne kadar uzun yaşarsa iki tür Hıristiyanlık olduğunu o kadar çok fark eder, biri İsa ve ‘birbirinizi sevin’ emrinde odaklanan –diğeri ise Paulus, Petrus ya da sevgili Yuhanna yerine vahiy’de odaklanan. Şefkat Hıristiyanlığı vardır. Ama gördüğüm kadarıyla öz-yüceltim Hıristiyanlığı –alçakgönüllünün öz-yüceltimi- tarafından tamamen bir tarafa itilmiş

Bundan kaçış yok, insanlık sonsuza kadar aristokrat ve demokrat ayrımının içine düşecek. En temiz aristokratlar Hıristiyanlık döneminde demokratlığı öğretmişlerdir. Ve en temiz demokratlar kendilerini mutlak aristokrat haline getirmeye çalışırlar. İsa aristokrattı, havari Yuhanna ve Paulus da öyle. Büyük bir şefkat, nezaket ve cömertliğe –gücün şefkat ve nezaketi- haiz olmak büyük bir aristokratlık gerektirir. Bir demokratta, çoğu kez, zayıflığın şefkat ve nezaketini bulabilirsiniz: bu başka bir şeydir. Ama genellikle sertlik duygusunu bulursunuz.

Şu anda bahsettiğimiz şey siyasi partiler değil, insan doğasının iki türü: ruhlarında güçlü olduklarını hissedenler ve zayıf olduklarını hissedenler. İsa ve Paul ve Yüce Yuhanna kendilerini güçlü hissettiler. Patmoslu Yuhanna ruhunun derinliklerinde kendini zayıf hissetti.

İsa’nın zamanında bütün maneviyatı güçlü insanlar, dünyayı yönetme arzusunu kaybettiler. Güçlerini dünyevi yönetim ve kudretten çekip başka bir yaşam biçimine uygulamak istediler. Böylece zayıf yükselmeye ve kendini aşırı şekilde kibirli hissetmeye başladı ve ‘açıkça’ güçlü olanlara, dünyevi kudrete sahip olanlara karşı duydukları sınır tanımaz nefretlerini dile getirmeye başladılar.

Böylece din, özellikle Hıristiyanlık dini, ikileşti. Güçlülerin dini, vazgeçiş ve sevgiyi öğretti. Ve zayıfların dini ‘güçlü ve kuvvetliler kahrolsun ve fakir yücelsin’i. Dünyada zayıf insan kuvvetliden her zaman daha fazla olduğu için ikinci tür Hıristiyanlık zafer kazandı ve kazanacak. Zayıf, eğer yönetilmezse kendi yönetir ve bunun sonu budur. Ve zayıfın kuralı: Güçlüler kahrolsun!

Bu haykırışın en büyük dinsel otoritesi de Vahiy’dir. Zayıf ve sahte alçakgönüllü olan, dünya yüzeyinden tüm dünyevi kudreti, onuru, zenginlikleri silecek ve sonra onlar gerçek zayıflar saltanat sürecek. Düşünmesi bile korkunç olan şey, yani sahte alçakgönüllü azizlerin binyılı başlayacak. Ama dinin bugün savunduğu şey bu: Bütün güçlüler ve özgür hayat kahrolsun, zayıflar zafer kazansın, sahte alçakgönüllüler saltanat sürsün. Zayıfların öz-yüceltim dini, sahte alçakgönüllülerin saltanatı. Günümüz toplumunun dinsel ve siyasi ruhudur bu.

D.H. Lawrence

Kıyamet

1.Baskı Şubat 2000

Dost Kitapevi Yayınları

Sf. 39-40

Hiç yorum yok: