hemen uyanmadan önce rüyamda kendimi izliyordum
duş alırken birden beynimin içinde bir ses düşünce gücümle istediğim şeyi var edebileceğimi söyledi
karşı tarafa odaklandım
istediğim şeyi son derece odaklanmış ve sıkıştırılmış bir düşünceyle hayal ediyordum
sonra gözlerimi açtığımda istediğim şey hala gerçeğe dönüşmemiş olduğu için biraz kırgındım
hep böyle oluyor gibilerinden bir kırgınlıktı bu
sonra uyandım
micus ocean part 2 dinleyerek güne açılıyorum
evet bu bir başlangıç değil
daha boyutlu yayılmak gibi
dün aldığım kuvartz taşım suyun içinde
odamla adapte oluyor gibi naif naif duruyor suda
micus da tam bir titreşim ustası olarak eminim kuvartızıma keyif veriyordur
aylak adam,karamazov kardeşler,insanlık tarihi,doğruyu söylemek ve birkaç kitabı daha bir arada okuyorum
ama yazdıklarım çok ruhsuz kalıyor
üzülüyorum
o yüzden geçmişe dönüp dönüp yazdıklarımı okuyorum
geçmiş daha güzel değildi elbet
ama ruhumda o kırgın parçayı bulmalı
ve onu tutkulu parçayla eklemlemeliyim
bir de şeylerin tarihi var bu arada
neredeyse bütün batıl inançların ortaçağ avrupasından türemiş olduğunu görmek garip bir keyif veriyor
içim rahatlıyor
sabahları uyanıp politik yazılar okuyorum
biliyorum politika kirletiyor insanı
ama alamıyorum kendimi
dünyayı yöneten o saçmasapan insanları garip bir içgeçmişliğiyle izliyorum
sonra geçenlerde uzun uzun yıllarımca üzerinde düşündüğüm kocaman devasa bir fikrin kısacık bir cümlecik bir hadiste bu denli güzelce özetlenişi dinliyorum
hayrete düşmüyorum kuşkusuz
bu değişik bir kıvam
varlığımla ilk çarpışma anlarım gibi
hayret değil
şöyle söylüyor hadiste
uhud ne yüce tepedir
biz onu severiz o da bizi sever
hala micus okyanısın üzerinde gezinmekte
rüzgar hafifçe beni ürpertirken yıllarca önce okuduğum bir söz gelmişti aklıma
kenara not ediverdim
bizler ruhu olan bedenler değiliz
bedene kavuşmuş ruhlarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder