24 Şubat 2008

13 nisan 2007

hemen uyanmadan önce rüyamda kendimi izliyordum

duş alırken birden beynimin içinde bir ses düşünce gücümle istediğim şeyi var edebileceğimi söyledi

karşı tarafa odaklandım

istediğim şeyi son derece odaklanmış ve sıkıştırılmış bir düşünceyle hayal ediyordum

sonra gözlerimi açtığımda istediğim şey hala gerçeğe dönüşmemiş olduğu için biraz kırgındım

hep böyle oluyor gibilerinden bir kırgınlıktı bu

sonra uyandım

micus ocean part 2 dinleyerek güne açılıyorum

evet bu bir başlangıç değil

daha boyutlu yayılmak gibi

dün aldığım kuvartz taşım suyun içinde

odamla adapte oluyor gibi naif naif duruyor suda

micus da tam bir titreşim ustası olarak eminim kuvartızıma keyif veriyordur

aylak adam,karamazov kardeşler,insanlık tarihi,doğruyu söylemek ve birkaç kitabı daha bir arada okuyorum

ama yazdıklarım çok ruhsuz kalıyor

üzülüyorum

o yüzden geçmişe dönüp dönüp yazdıklarımı okuyorum

geçmiş daha güzel değildi elbet

ama ruhumda o kırgın parçayı bulmalı

ve onu tutkulu parçayla eklemlemeliyim

bir de şeylerin tarihi var bu arada

neredeyse bütün batıl inançların ortaçağ avrupasından türemiş olduğunu görmek garip bir keyif veriyor

içim rahatlıyor

sabahları uyanıp politik yazılar okuyorum

biliyorum politika kirletiyor insanı

ama alamıyorum kendimi

dünyayı yöneten o saçmasapan insanları garip bir içgeçmişliğiyle izliyorum

sonra geçenlerde uzun uzun yıllarımca üzerinde düşündüğüm kocaman devasa bir fikrin kısacık bir cümlecik bir hadiste bu denli güzelce özetlenişi dinliyorum

hayrete düşmüyorum kuşkusuz

bu değişik bir kıvam

varlığımla ilk çarpışma anlarım gibi

hayret değil

şöyle söylüyor hadiste

uhud ne yüce tepedir

biz onu severiz o da bizi sever

hala micus okyanısın üzerinde gezinmekte

rüzgar hafifçe beni ürpertirken yıllarca önce okuduğum bir söz gelmişti aklıma

kenara not ediverdim

bizler ruhu olan bedenler değiliz

bedene kavuşmuş ruhlarız

Hiç yorum yok: